Yaşamda Parçalar 3
Kanada macerasını bitirip Türkiye’ye dönerken tekrar çalışıp üçüncü
dönem iş hayatımın olup olmayacağını bilmiyordum. Belki de tembelce dolaşır emekliliğin
tadını çıkartırım diye düşünmeye başladım.
Emekliliğin bana göre
olmadığını iki ayda anladım. Bir Cuma akşamı Ericsson’dan bir yetkilinin
telefonuyla Ericsson bağlantım kuruldu 18 Şubat 1991. Ericsson Kablolu Tv. Projesinin bir elemanı
oldum.
Ericsson’da bütün kadronun, üzerime
bir fanus gibi örttüğü sevgi – saygı ve muhabbet örtüsü beni çok mutlu etti. Neşe
ve güler yüzle on altı ay kablolu Tv ekibiyle birlikte çalıştım.
İRAN’da alınan Fiber Optik projesi için Tahran’a gittim. Orda Ericsson’un yetkili
temsilcisiydim aynı zamanda projenin de
sorumlusuydum. Bir buçuk yıllık Tv. Çalışmasından
sonra İran Fiber Optik projesi başlangıçta bana
sıkıcı ve yorucu geldi.
Yeni ofis, yeni elemanlar, molla ruhuyla uğraşma ve hepsinden
önemlisi Tahran’da İstanbul ortamından çok farklı çalışma, zorlayıcı oldu. Ama o sıkıntılı havayı da
neşeli ortama çevirebildim.
Stokholm’da yaşadığım enteresan bir olay; Fiber Optic Projesinde
yetkili üç İranlı’yı gezdirmek için gittiğimde Diplomat Otel lobisinde çantamın
çalınması beni epey üzdü. İki pasaportum, epey bir para ve daha birçok kıymetli şeyler
çantayla gitti. Eskidenberi yaparım bütün kıymetli evrakımın fotokopisini evde
bulundururum. Derhal İstanbul’a kızıma telefon ettim, ilgili evrakları Stocholm’a
faksladı. Pasaportları üç günde çıkarttım.
İsveç’ten Mersin’e gönderilen Fiber Kablo makaraları yolda hasar
görmüş. Resmi hasar raporu için Genel Müdür, Tahran’dan gelip Lojistik
direktörle olmamı istedi. Ericsson Lojistik direktörüyle Mersine gidip gereğini
yaptık. Adana’dan ayrılırken hava alanı yolunda geçirdiğimiz trafik kazasında
Tanrı bizi yüzde yüz korudu. O hurdahaş olmuş arabadan iki insanın yarasız
beresiz sağ çıkması mucizeydi.
İran projesinin İsveç’te ve İran’da çok tatlı anıları da vardı. Kızlarım
başlarını örtmek istemedikleri için Tahrana hiç gelmedi. Eşim de Tahran’da
ancak bir ay kaldı. 1993 sonunda Tahran’dan döndüm. Kablolu Tv. nin bazı
elemanları ve İrlanda’dan gelen onsekiz teknik
elemanla GSM projesine başladık.
Türkiye’nin en büyük; dünyanın her yerinde tanınan Turkcell mobil
ağını bu ekip kurdu. Başlangıçta problemler çoktu . Üst yönetimin kuvvetli desteği ve saha
ekibinin canla başla çalışması sonunda sıkıntılar giderildi. GSM projesi uzun
ömürlü dev bir projeydi , başlangıcı
belli sonu belirsiz olan aktif bir proje. GSM projesiyle Türkiye’yi tanıdım. Ellinin
üzerinde ili yüze yakın ilçeyi gördüm. Kara yollarında binlerce kilometre
yaptım.
Şantiyedeki yorgunluğu bir yıllık merkez göreviyle geçirdim. Merkez
ofiste Genel Müdür ve direktörlerle çalışmanın ayrı bir deneyim ve zevkini tattım.
Genel müdür ve onun Muavininin destek ve yardımlarını gördüm. O günlerin samimi ve verimli
çalışmaları birçok dostu kazanmama neden oldu .
Bir ara şirkette 12 mühendis ve 30 teknisiyen oldu. 2001 ve 2002 krizleri Turkcell’deki işleri iyice durdurdu.Mevcut
elliye yakın elemanı işten ayırmaya
gönlüm razı olmadı. İster istemez dış pazarda iş aradık.Şirketimiz İran
Ericsson ile dört aylık eğitim kontratı imzaladı. İki mühendis iki teknisyenle
Tahran’da İran Telekom Mobil elemanlarına GSM eğitimleri verdik. Daha sonra üst
üste İran Telekomdan üç defa ihale kazandık. Yüzlerce Baz istasyonları içeren
kontratlar değişik sebeplerle birbiri ardına iptal oldu. Kayıbımız büyük oldu. Bütün
kazandıklarımızı sildi süpürdü.
2003 sonbaharında İran’ı terkettim. Aynı
yıl Repeater cihazı satışları üzerine çalışan AVS şirketi danışmanlığım için birlikte
çalışmayı teklif etti. Repetear
konusunda AVC şirketine;Türkiye–Suriye-Azarbeycan-Rusya,Ukrayna’da danışmanlık
hizmetleri verdim. Ukrayna’da bir yıla yakın AVS adına Country Managerliği yaptım. Nisan 2007de AVS ayrıldım.
Yazdıklarım, yazmak
istediklerimin çok azı. Şimdilik elimden geldiği kadarıyla aktarmaya çalıştım. .
Bu sayfalara gerçek olmayan hiçbir şeyi katmadım. Yazdıklarım yüzde
doksansekiz doğrudur. Yüzde iki de bilmeden yapılan yanlışlar olabilir.
Olayları küçültmedim, büyültmedim de. Gerçek hayatın küçük özünü verdim. Kısmet olursa büyüğünü de
birgün yazarım. Hepinize sağlık, huzur ve tatlı olaylar ve seyahatler dolu yaşamlar diliyorum.
Hoşça Kalın,
Amcacım eline sağlık.Bizimle paylaştığın için teşekkürler
YanıtlaSildemet